Kişinin her ki yumurtalık veya testislerinin alınarak testesteron ve östrojen hormonlarının salgılanmasını durduran işleme cerrahi hadımlaştırma veya kastrasyon denir. Bu işlemin uygulanmış olduğu kişilere de hadım denir.
Tarihin çok eski dönemlerinden beri kullanılan hadım etme yöntemi, Roma’da kölelere uygulanırdı. 18. yüzyıl başlarına kadar papa korosunda yer alan çocukların tiz seslerini kaybetmemeleri için de bu yönteme başvurulduğ biliniyor. Osmanlı Devleti zamanında ise, hadım usulleri dini olarak günah kılındığı için doğuştan hadım halde olanlar haremde vazifelendirildi.
Kısırlatırma yapılan kimsede cinsel istek azalır ve doğurganlık azalır. Cerrahi hadım işleminde ise cinsel birleşme istense bile gerçekleştirilemez.
Cerrahi hadım işlemi günümüzde genellikle prostat kanserinin tedavisinde kullanılır.Kanserin büyümesine neden olan testesteron üretimi durdurularak kanser hücrelerinin kontrol altına alınmasına çalışılır.
Avrupa’da cerrahi hadım cezasının uygulandığı tek ülke Çek Cumhuriyeti’dir. Mahkumun rızası olmasa bile cerrahi hadım işlemi gerçekleştirilmektedir. Avrupa Konseyi bu uygulamadan vazgeçilmesi konusunda şikayetlerini belirtse de Çek Cumhuriyeti, bunun bir insanlık suçu olmadığını, tıbbi bir müdahele olduğunu savunuyor.
Ülkemizde cerrahi hadım cezası uygulanmıyor. TCK’nın 101/I,II maddesinde “Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kısırlaştırma işlemini yapmaya yetkili olmayan bir kimse tarafından yapılmış ise, ceza üçte bir oranında artırılır” ve “Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” şeklinde düzenlemeler yer alıyor.